×

Ticari işlemlerde kullanılan ödeme yöntemlerinden biri olan akreditif, daha çok dış ticaret işlemlerinde tercih edilir. Bankaların aracılık ettiği akreditif işlemlerinde, ithalatçının akreditifi açan finans kurumunda kredi limitinin bulunması gerekir.


Akreditif Nedir?

Alıcı ve satıcının birbirini tanımadığı, karşılıklı ilk kez ticaret yaptığı durumlarda tercih edilen bir ödeme yöntemi olan akreditif, tarafların birbirlerine olan yükümlülüklerini bankalar aracılığı ile resmileştirdiği kredi belgesidir. “Kredi mektubu” olarak Türkçeye çevrilebilecek olan “Letter of Credit” işlemleri kredi limiti gerektirir. Büyük miktarlarda ödemelerin söz konusu olduğu veya uzun vadeli işlemlerde de tercih edilen akreditifler, peşin veya vadeli olarak açılabilir.


Akreditif Ne Demektir?

Dış ticaret işlemleri, ithalatçı ve ihracatçı açısından bazı riskler taşır. Akreditifli işlemler, her iki tarafın taşıdığı riskleri kendi lehlerine minimuma indirdiği yöntemdir. Açılan akreditif metninde ithalatçı, ihracatçıya hangi belgeleri ne zamana kadar ibraz etmesi halinde ödeme yapacağını bildirir. Bunun karşılığında ise ihracatçı, yüklemeyi istenen koşullarda ve belirtilen tarihe kadar yaptığı takdirde ödemesini alacağını bilir. İthalatçı ise istediği koşullarda ve kalitedeki malın gecikmeksizin yükleneceğinden emin olur.


Akreditif işlemlerinde taraflar;


*** Lehtar; ihracatçı

*** Amir; ithalatçı

*** Amir banka; ithalatçının bankası, akreditifi açar

İhbar bankası; ihracatçının ülkesindeki banka, akreditifi ihracatçıya bildirir

*** Teyit bankası; akreditif teyitli açıldıysa ihracatçının ülkesinde akreditife teyit veren banka, çoğu zaman ihbar ve teyit bankası aynı banka olmakla birlikte, bankaların da birbirleri ile kredi limitlerinin bulunması gerektiğinden bazı durumlarda ihbar ve teyit bankası farklı olabilir.


Uluslararası ticarette kullanılan ödeme yöntemleri ile ilgili düzenlemeler ICC (International Chamber of Commerce) tarafından yapılır. Aynı kurum tarafından yayımlanmış olan UCP 600 (Uniform Customs & Practice for Documentary Credits) broşürü, akreditifli işlemlerde takip edilmesi gereken süreçleri izah eden dokümandır. Akreditifli işlemlere aracılık eden bankalar için oldukça önemli olan bu doküman, akreditif açılışlarında referans gösterilerek hangi kuralların geçerli olacağını karşı bankaya bildirilir.


Akreditif Çeşitleri Nelerdir?

Akreditifler ödeme koşulları, şekil şartları ve verdikleri güvenceler bakımından üçe ayrılır. Buna göre;


Peşin, vadeli ve kabul kredili olmak üzere üç farklı ödeme yöntemi bulunan akreditif işlemlerinde, vadeli ve kabul kredili akreditiflerin birbirlerinden tek farkı kabul kredili işlemlerde poliçe düzenleniyor olmasıdır.

Şekil şartları bakımından ikiye ayrılan akreditifler, dönülemez (irrevocable) veya dönülebilir (revocable) olarak düzenlenir. Revocable akreditifler, lehdara haber vermeden değişiklik yapılabilmesini mümkün kıldığı için son UCP 600 broşüründe devre dışı bırakılmıştır.

Akreditifler teyitli ve teyitsiz olmak üzere ikiye ayrılır. Teyitli akreditifler ihracatçı açısından en güvenilir ödeme yöntemidir. Evraklarını eksiksiz teslim ettiği anda, teyit veren banka, amir bankanın onayını beklemeden ihracatçıya ödeme yapar. Teyitsiz akreditiflerde ise, evraklar amir bankaya gönderilerek onun ödeme yapması beklenir.


Aktüer Nedir?

Aktüer, sigorta rizikolarını ve sigorta prim bedellerini istatistiksel ve olasılık hesaplamaları ile belirleyip tespit eden ve bu neticeden yola çıkarak gelecek vadedeki sürece yönelik stratejik değerlendirmeler yapan kişidir. Bu değerlendirmeler, sigorta sözleşme maddelerini belirleyen faktörler olduğu için Aktüer'in sigorta sektöründeki önemi büyüktür. Görevleri arasında istatistik, ihtimal hesapları ve sigortacılığın yasal düzenlemeleri yer alan aktüer, sigorta prim bedellerini, kar paylarını ve rezervleri de hesaplamaktan sorumlu olan kişidir.


Aktüer, ihtimal dahilindeki rizikoların olası etkilerini öngören ve bundan kaynaklanması muhtemel finansal zararların azaltılmasının ve ekonomik olarak istikrarlı bir süreç oluşmasının sorumluluğunu taşıyan kişidir. İnsan hayatında birçok çeşitli olay meydana gelebilir. Örneğin insan yaşamını oldukça güçlü bir şekilde etkileyen doğum, ölüm, hastalık, sakatlık ya da emeklilik gibi durumlarla; insanların maddi mal varlığını olumsuz ölçüde etkileme ihtimali bulunan sel, kaza, yangın, hırsızlık, deprem ya da doğal veya insan eliyle gerçekleşme ihtimali bulunan her türlü afet, insan hayatında her dakika karşılaşılma ihtimali bulunan olaylardır. Bu ihtimal dahilindeki risklerin ölçümünün yapılması, değerlendirilmesi ve bu koşulların en etkin biçimde yönetilmesi şartıyla aktüerler, hem bireysel yaşama hem de toplumsal hayata katkıda bulunarak refahın ve yaşam kalitesinin sürekliliğini sağlarlar.


Aktüer, aldığı sağlam kararlar ile sigorta sektörüne önemli bir katkı sağlar. En önemli özelliği karmaşık ve teknik dille ifade edilen konuları analiz etmek olan aktüer, aynı zamanda bu verileri gerekli yerlere net bir şekilde sunan, değerlendiren ve periyodik olarak raporlayan kişidir. Bu anlamda aktüer, birçok önemli sorumluluğa sahiptir.


Aktüerin Sorumlulukları Nelerdir?

Aktüerin bu kritik misyonu yerine getirirken bazı sorumluluklar üstlenmesi gerekir. Bu sorumluluklar dahilinde süreci yöneten bir aktüer, daha verimli ve etkin bir süreç yönetimine imza atmış olur. Aktüerin sorumlulukları şunları kapsamaktadır;


@ Karmaşık risklerin değerlendirilmesini yapmak ve bu risklerin potansiyel mali sonuçlarını analiz etmek.

@ Ticaretin hızlı döngüsü içinde yüksek riskten kaçınılması için alım satım pozisyonlarında riskin takibini sağlamak.

@ Emekli aylığı ya da yardımların yönetimi konusunda analizlerini sunarak danışmanlık yapmak.

@ Analizlerini matematiksel ve istatistiksel bir şekilde modeller haline getirmek.

@ Sürece yönelik analizlerin sunumunu ve değerlendirmesini yapmak.

@ Yapılan analizleri üç aylık raporlar hazırlayarak arşivlemek.

@ Kurumların mali ihtiyaçlarına uygunluğu sağlamak adına sistem geliştirme işlemi için bilişim uzmanlarıyla ortak bir çalışma yürütmek.

@ Mali direktör, yatırım yöneticisi ve dış hissedarlar gibi müşteriler ile iletişim halinde olmak.

Sigorta şirketleri, vadesi bir yılı aşan hayat, ferdi kaza ve sağlık sigortası alanında düzenledikleri poliçeler için, sigorta ettirenler ve lehtarlara karşı yükümlülüklerini yerine getirebilmek amacı ile bilançolarında teknik karşılık ayırmak zorundadır. Teknik karşılıklar; matematik karşılık, muallak tazminat karşılığı ve cari rizikolar karşılıklarının toplamından oluşur. Teknik karşılıkların bir parçası olarak kabul edilen matematik karşılıklar ise vadesi dolmamış her bir poliçe için ayrı ayrı hesaplanır. Bunun maddi değeri; kar payı ve aktüeryal matematik karşılıklar ile yurt dışı karşılıklar ve reasürans işlemleri için özel olarak ayrılan matematik karşılıkların toplamından oluşur.


Aktüeryal Matematik Karşılık Nedir?

Sigorta şirketlerinin toplam prim gelirlerinin bugünkü değeri ile poliçeden doğan yükümlülüklerinin bugünkü değeri arasındaki fark, aktüeryal matematik karşılık olarak adlandırılır. Aktüeryal matematik karşılıklar, Hazine Müsteşarlığı’ndan onay almış ürün teknik şartnamesinde belirtildiği şekilde hesaplanarak muhasebeleştirilir. Sigorta şirketlerinin bilançolarında karşılık bulan aktüeryal karşılıklar, tüm sigorta sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve yükümlülüklerin aksamadan faaliyetlerin devam edebilmesi için tesis edilmiş bir sistemdir.


Aktüeryal Matematik Karşılık Ne Demektir?

!! Aktüeryal matematik karşılıklar, prospektif yöntemler ile hesaplanabilir. Şirketlerin, Hazine Müsteşarlığı’ndan onay alması koşulu ile farklı istatiksel modeller kullanarak veya genellemeler yaparak hesaplama yapmaları da mümkün olabilmektedir.

!! Prospektif hesaplama yöntemi, gelecekteki yükümlülüklerin bugünkü peşin değeri ile gelecekte tahsil edilecek primlerin bugünkü değeri arasındaki farktır.

!! Retrospektif hesaplama yöntemi alternatif olarak kullanılan bir başka hesaplama yöntemidir. Gelecekteki yükümlülüklerin sonuç değeri ile gelecekte tahsil edilecek primlerin sonuç değeri arasındaki farktan oluşur.

!! Aktüeryal matematik karşılıklar hangi yöntem ile hesaplanır ise hesaplansın, prospektif yöntem ile hesaplanan değerden daha az olamaz.

!! Aradaki farkın negatif çıktığı durumlarda ise bu değerin sıfır (0) olduğu kabul edilir.

!! Aktüeryal matematik karşılıkları, hayat sigortası branşında faaliyet gösteren şirketler dışında vadesi bir yılı geçen hayat, ferdi kaza ve sağlık sigortası poliçesi düzenleyen tüm sigorta şirketlerinin hesaplaması zorunludur.

!! Birikimli hayat sigortaları dahil vadesi bir yılı aşan ferdi kaza, sağlık ve hayat sigortaları poliçelerinde; ölüm tazminatı, maluliyet ve kritik hastalık tazminatı taahhüt edilmiş ise poliçelerin bu kısımları için de aktüeryal matematik karşılığı ayrılması zorunludur.

!! Aktüeryal matematik karşılıklar, birikimli hayat sigortalarında, birikimlerin prime kalan kısımları ile birikmiş aktüeryal matematik karşılıkların toplamından oluşur.

!! Aktüeryal matematik karşılıklar, tahakkuk veya tahsil esaslarına göre Hazine Müsteşarlığı’ndan onay almış ürün teknik şartnamesinde belirtildiği şekilde hesaplanır.

!! Sigorta ettiren ve lehtarların korunması adına hesaplama yöntemleri ve varsayımlar poliçe vadesi içerisinde değiştirilemez.

Sigortacılık sektöründe, sigorta türüne göre farklı şekillerde sunulabilen teminatlar arasında yer alan asistans hizmetleri, sigortalının sağladığı faydaları zenginleştiren bir teminat türüdür. Sigorta ürününe göre, sigortalıya çeşitli ilave hakları kullanabilme imkânı sağlar. Bazı poliçelerde standart olarak bulunan asistans hizmeti, bazen de talep edilmesi halinde ilave primlerle sigorta sözleşmelerine dahil edilebilir. Asistans hizmetlerinde genel yönelim, sigortalıların poliçe süresince sigorta konusuyla ilgili daha kapsamlı hizmet almasını sağlamak ve sunulan güvencelerin niteliğini artırmaktır.


Asistans Hizmeti Ne Demektir?

Asistans hizmetlerinin kapsamı ve sigortalıya sunulan faydalar, sigorta konusuna ve poliçe türüne göre farklılık gösterebilir. Asistans hizmetleri araç, konut ve sağlık sigortaları, emeklilik ve hayat ürünleri başta olmak üzere birçok sigorta ürününde teminat ve ek faydalar olarak yer alır. Asistans hizmetlerinde, çeşitli risklerin gerçekleştiği durumlarda sigortalının yaşayabileceği muhtemel mağduriyetlerin ve maddi kayıpların azaltılması amaçlanır. Risklerden bağımsız olarak, asistans hizmetleri ile poliçelerin sigortalıya sağlayacağı faydaların sayısı artırılabilir. Böylece poliçeler, birtakım risklere karşı güvence sağlamasının yanı sıra detaylı hizmetlerin yer aldığı ürünlere dönüştürülebilir.


Asistans Hizmetlerinin Kapsamı Nedir?

Türkiye’de sigorta şirketlerince geliştirilen sigorta ürünlerinde, asistans hizmetler sigorta konusuyla ilgili olarak ayrı ayrı tanımlanır. Bu hizmetlerin özellikleri ve şartları, şirketlere, şirketlerin geliştirdiği sigorta ürünlerine göre farklılık gösterebilir. KASKO ürünlerinde, riskin gerçekleştiği durumlarda sigortalının yaşayacağı mağduriyeti azaltacak önemli hizmetler sunulabilir. Bunlar, kaza veya arıza anında yol yardımı ve çekici hizmeti gibi müşteriyi o anki zor durumdan kurtarabilecek nitelikte hizmetlerdir. Tamir sürecinde sigortalının araç ihtiyacına çözümler sunan ikame araç temini ya da kaza anında ihtiyaç halinde olay yerine ambulans ve uzman sağlık ekibi gönderilmesi, mini onarım ve gezici servis imkanı, yine talep halinde sigortalıya nakit avans sağlanması gibi çeşitli şekillerde sağlanan faydalardır.


Sağlık sigortalarında ise ücretsiz check-up, acil tıbbi yardım hizmeti, diş hekimi, diyetisyen psikolojik danışmanlık gibi standart sağlık sigortalarında yer almayan hizmetler şeklinde alternatif teminatlar olarak poliçelere eklenebilir. Ayrıca konut sigortalarında çilingir hizmeti, mobilya, zemin bakım ve onarımı, cam kırılması gibi mini onarım paketleri olarak müşterilere sunulan hizmetlerdir. Asistans hizmetleri, bazı poliçelerde ilave primlerle ek teminat olarak sunulabilir iken bazı poliçelerde ise mevcut teminatlar içerisinde yer alan ücretsiz hizmetler şeklinde karşınıza çıkabilir.


Asistans hizmetleri hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, mevcut veya satın almayı düşündüğünüz poliçerlerinizdeki asistan hizmet teminatları ve hizmetleriyle ilgili olarak sigorta şirketi ya da acentenize danışmalısınız.

Sigorta sektörü, hayatın her alanda karşılaşma ihtimali olan olumsuz durumlara karşı her geçen gün kapsamını artırmaktadır. Bunun sonucu olarak farklı sigorta çeşitleri, geleceğini güvence almak isteyenler için hizmete sunulur. Sigorta çeşitleri sağlık, konut ve emeklilik gibi kişisel konular üzerine olabileceği gibi, ticari hayatta da kullanışlı alternatifler sunar. İş sahibi olanlar, yaptıkları iş konusunu ya da iş yaptıkları araçları farklı tehlikelere karşı korumak, oluşabilecek hasarlardan olabildiğince az kayıpla çıkabilmek adına sigortalama işlemlerine başvurabilir. İhracat ve ithalat yaparken sıklıkla başvurulan gemi taşımacılığı, sigorta şirketlerinin yoğun bir hizmet sunduğu ticari alanlar arasındadır. Deniz ticareti, tahmin edilemeyen birbirinden farklı tehlikeler içerdiğinden dolayı ticareti gerçekleştiren firma sahipleri, gemileri ve yükleri sigortalatarak iş hayatında karşılarına çıkabilecek riskleri en aza indirmeyi amaçlar. Deniz ticaretini kapsayan sigorta işlemlerinde ise en önemli kavramlardan bir tanesi avaryadır.


Avarya Nedir?

Deniz ticaretinde yapılan sigorta sözleşmelerinin püf noktası olan avarya, gemi ya da yüke gelen zararlar ile bu zararların karşılanması adına sigorta şirketi tarafından sigorta ettiren tarafa ödenecek olan miktara verilen isimdir. Avarya, farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Her ne kadar günümüzde hava tahminleri konusunda büyük bir doğruluk payı olsa da, kimi zaman öngörülemeyen durumlar ya da beklenen hava tahmininde umulmadık zararlar meydana gelebilir. Bu durum avaryaya yol açar. Bunun yanında yoğun ticaretin gerçekleştiği alanlarda gemi trafiğinden kaynaklanan kazalar meydana gelebilir. Gemiye ya da yüke zarar verebilecek bu kazalar da yine avarya kavramının kapsamındadır. Ayrıca avarya yükü gemiye yüklerken, gemiyi boşaltırken ve bunun gibi daha birçok yolla ortaya çıkabilir. Deniz ticareti konusunda etkin bir faaliyet gösteren ve ticari hayatını tehlikelerden korumak isteyen iş sahipleri için avarya, sigorta poliçelerinde fazlasıyla kilit bir role sahiptir.


Avarya Çeşitleri Nelerdir?

Avarya, müşterek avarya ve hususi avarya olarak ikiye ayrılır. Kimi zaman gemilerin taşıdığı yük gemiler için tehlike oluşturur. Özellikle fırtına gibi şiddetli doğa olaylarında karşılaşılan bu sorundan kurtulmanın yolu, yükleri gemiden atmaktır. Gemiyi daha iyi kontrol etme imkânı sunan bu yöntem, gemicilerin zorda kaldığında başvurdukları bir yöntemdir. Bu duruma müşterek avarya adı verilir. Yüklerin atılması zorunlu bir duruma bağlı olduğundan ve hayati önem taşıdığından, nakliyat ya da tekne sigortası gibi gemi ticaretinde kullanılan sigorta türlerine sahip olan iş sahipleri, uğradıkları zararı sigorta şirketi aracılığı ile karşılayabilir. Gemiye ya da yüke zarar verebilecek bu kazalar da yine avarya kavramının kapsamındadır. Ayrıca avarya yükü gemiye yüklerken, gemiyi boşaltırken ve bunun gibi daha birçok yolla ortaya çıkabilir. Deniz ticareti konusunda etkin bir faaliyet gösteren ve ticari hayatını tehlikelerden korumak isteyen iş sahipleri için avarya, sigorta poliçelerinde fazlasıyla kilit bir role sahiptir. Bu durumun dışında kalan, zorunlu olmayan durumlarda yüke verilen zararlara ise hususi avarya denir.

Ayb-ı zati, nakliyat ve sorumluluk sigortalarında kullanılan bir değerlendirme kriteridir. Nakliyat süresince zarar gören bir malın nakliye işlemlerindeki hatalar sebebiyle değil, kendi özellikleri nedeniyle zarar görmesini tanımlayan “ayb-ı zati” kavramı, hasarın sorumlusunun belirlenmesi ve sigorta kapsamında tazminat ödenip ödenmeyeceğine karar verilmesi açısından büyük önem taşır.


Ayb-ı Zati Nedir?

Ayb-ı zati, taşınan malın nakliyecinin kusurundan ve hatalarından dolayı değil, kendi kusurundan dolayı zarar gördüğü anlamına gelir. Ayb-ı zati durumunun ispatlanması durumunda, nakliye işlemleri esnasında mallar zarar görse dahi nakliyeci tarafı hatalı bulunmaz ve karşı tarafa herhangi bir tazminat ödemek zorunda kalmaz. Ayb-ı zati durumunu oluşturabilecek koşullar ise şunlardır:


~~ Taşınacak ürünlerin nakliyeciye taahhüt edilenden daha zayıf, güçsüz ve dayanıksız bir şekilde imal edilmiş olması

~~ Paketlemenin kötü, eksik ve zayıf şekilde yapılması sebebiyle paket içindeki malların zarar görmesi

~~ Nakliye ettiren tarafın nakliyeciye malın ve kolilerin mahiyeti hakkında yanlış bilgi vermesi ve bu bilgi yanlışlığı yüzünden malların yanlış şekilde taşınarak hasar alması.


Ayb-ı Zati Durumunda Neler Olur?

Ayb-ı zati, hem nakliyat hem de sorumluluk sigortalarında teminat dışı olarak değerlendirilen bir kusurdur. Nakliye ettiren tarafın sorumluluğu ve hatası olarak kabul edilen ayb-ı zati durumunun tespit edilmesi durumunda, sigorta teminatları geçerli olmaz ve herhangi bir tazminat ödemesi yapılmaz. Ayb-ı zati olarak değerlendirilen ürünlere imza atan taraf, kendi sigorta şirketine karşı taahhütlerini yerine getirmemiş sayılır ve kapsam dışı değerlendirilir. Nakliyat şirketleri de herhangi bir sorumsuzluk ve tedbirsizlik göstermedikleri için, ayb-ı zati durumundaki malların gördüğü hasardan sorumlu tutulmaz. Bu durumda nakliye ettirenin herhangi bir tazminat hakkı doğmadığı için, sorumluluk sigortaları da malların zararını tazmin etmez.


Hem Nakliye Kusuru Hem Ayb-ı Zatı Olursa Ne Yapılır?

Kimi durumlarda hem nakliye eden hem de nakliye ettiren taraf kusurlu davranabilir. Nakliye ettiren taraf, ayb-ı zati durumundaki malları nakliyeciye taşıtabilir ve nakliyeci de taşıma esnasında kusurlu davranışlar göstererek malların zarar görmesine yol açabilir. Bu noktada çıkacak ihtilaf, sigorta şirketlerinin eksper raporlarıyla çözüme kavuşturulur. Her iki tarafın da sigortacısı, kendi uzmanıyla inceleme yapar ve kusurun hangi tarafta olduğunun tespit edilme süreci başlar. Eksper analizleri sonrasında sigorta şirketlerinin anlaşmaya varması durumunda, üzerinde fikir birliğine varılan şekilde işlem gerçekleştirilir. Kimi durumlarda ise eksper raporları sorunun çözülmesi için yeterli olmaz ve daha detaylı bir inceleme gerekir. Bu tarz durumlar ise yargı yoluyla çözüme kavuşturulur.

Beher, sigortacılık işlemlerinde en çok kullanılan kavramlardan biridir. “Her bir” anlamına gelen beher ifadesi, sigorta poliçelerinde belirsizlik yaşanmasının önüne geçer ve sigorta şirketlerinin sigortalılara karşı yükümlülüklerinin net bir şekilde tanımlanmasını sağlar. Pek çok sigorta türünde kullanılabilen beher ifadesi, sigortalı ve sigortacı arasında anlaşmazlık oluşmasını önlerken sigorta poliçelerinin güvenilirliğini de artırır.


Beher Nedir?

Beher, doğrudan sigortacılıkla ilgili olmayan ancak sigorta poliçelerinde sıkça kullanılan kavramlardan biridir. “Her bir” anlamına gelmesi sebebiyle hukuki belgelerde, resmi evraklarda ve günlük yaşamda sıklıkla kullanılabilen beher ifadesi, sigorta poliçelerinde doğru tanımlamalar yapılabilmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle sigortalının kazanacağı tazminatların hangi durumlarda ve hangi oranlarda ödeneceği bilgisini içeren maddelerde kullanılan beher ifadesi, bu sayede tazminat hesaplamalarının kolayca yapılabilmesine olanak tanır. 


Beher ifadesinin kullanıldığı başlıca sigorta çeşitleri şunlardır:


+++ Hayat sigortalarında sigortalının kazandığı tazminatın sınırlarının belirlenmesinde “beher” ifadesinden yararlanılır.

+++ İş yeri sigortalarında karşılanacak zararın miktarının belirtilmesinde “beher” ifadesine başvurulur.

+++ Sağlık sigortası çeşitlerinde sigortalının sağlık masrafları, “beher” ifadesiyle birimlere ayrılır.

+++ Sorumluluk sigortalarında sigortalının yükümlü olduğu tazminat, “beher” kelimesiyle kademelere bölünür.

+++ Araç sigortalarında sigorta şirketi tarafından karşılanacak maddi zararlar, “beher” ifadesiyle gruplandırılır.

+++ Ferdi kaza sigortalarında sigortalının kazanacağı haklar, “beher” ifadesiyle birbirinden ayrılır.

+++ Konut sigortalarında ödenecek zarar tazminatları ve tam hasarlı olarak değerlendirilecek eşyalar, “beher” ifadesiyle belirtilir.

+++ Nakliyat sigortası çeşitlerinde zararı karşılanacak ürünler, “beher” ifadesiyle netleştirilir.


Beher İfadesi Poliçelerde Nasıl Kullanılır?

Beher ifadesi, poliçelerin maddi değerinin belirlenmesi için önemli bir rol oynar. Beher ifadesinin sigorta sözleşmelerindeki net yeri, poliçenin karşılayacağı olası zararların tanımlandığı maddelerdir. Bu maddelerde, sigortalının kazanacağı hakların sınırları, “beher” ifadesiyle netliğe kavuşturulur. Örneğin sigortalı, uğradığı maddi hasarın “10.000” liralık her bir dilimi için sigorta şirketinden ayrı bir tazminat alacaksa, bu durum “beher” kelimesiyle netleştirilir.


Beher ifadesi, sigorta poliçeleri sebebiyle hukuki anlaşmazlık yaşanmaması açısından büyük önem taşır. Sigorta sözleşmelerinde belirsiz, yoruma açık ya da muğlak ifadelerin kalması, çeşitli durumlarda sigortalıyla sigortacı arasında anlaşmazlık doğmasına yol açabilir ve sigorta poliçeleri yargıya intikal edebilir. Yargı sürecinin sonuçlanması uzun bir süre alacağı için, hem sigortalı hem de sigortacı bu durumda çeşitli mağduriyetler yaşayabilir. Bu tarz anlaşmazlıklar ve yasal uyuşmazlıklar yaşanmasının önüne geçmek için kullanılan netleştirme ifadelerinden olan “beher”, sigorta işlemlerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesini sağlar. Sigortalının kazanacağı tazminatı net bir şekilde öğrenmesini ve kendi başına hesaplayabilmesini sağlayan beher ifadesi, bu sayede sigorta poliçesi üzerinde anlaşmazlık yaşanma ihtimalini en aza indirir.

Sigorta şirketlerinde poliçe yaptırırken karşınıza birtakım terimler, farklı sözcükler çıkabilir. Bu sözcüklerin ne anlama geldiklerini bilmek sigortalı olduğunuz süre boyunca tüm süreçlerde daha aktif olmanızı, süreçlerin de daha anlamlı olmasını sağlar. Bu terimlerden biri “beyan”dır. Beyan, aslında sizin sigorta isteme durumunuz olarak özetlenebilir ancak olay bu kadar da basit değildir. Beyanınızın doğru olması, poliçenizin doğruluğu, size sağlayacağı yarar gibi çeşitli durumlar açısında önemlidir.


Beyan Nedir? Beyan Ne Demektir?

Beyan kelimesi sözlükte bildirme anlamıyla yer alır. Bu sizin sigorta şirketine sigorta isteğinizi bildirmeniz olarak tanımlanabilir.


Bir sigorta poliçesi yaptırmak için gereken bazı durumlar vardır. Bunlar sigortalanacak bir mal veya hizmet, bir sigortalı ve bir de sigorta şirketidir. Sigortalının beyanı ise bu üç durumu meydana getiren, bu durumları birleştiren yani birbirine bağlayan en önemli hususlardan biridir.


Sigorta şirketi, sizin başvurunuz ve beyanınız sonucunda sizin için gerekli teminatları belirler. Ardından sizin için bir sözleşme oluşturulur ve poliçeniz de bunların sonucunda hazırlanır. Kısacası, sizin beyanınız olmadan teminat, sözleşme ve poliçe hazırlama gibi durumların hiçbiri gerçekleşmez. Bu nedenle beyan, sigorta süreci için en önemli kavramdır.


Beyan Türleri

Sigorta işlemlerinde beyan üç farklı durumda alınır. Bunlar sigorta öncesinde, sigorta yapılması sırasında ve hasar durumu söz konusu olursa hasar sonrasında alınan beyanlardır.


Verdiğiniz beyanların eksiksiz ve doğru olması sigorta süreciniz boyunca yaşayacağınız olumsuzlukları engeller. Örneğin, sigorta poliçeniz hazırlanırken eksik bir durum belirtirseniz herhangi bir hasar, kaza sonucunda mağdur olma ihtimaliniz ortadan kalkar.


Sağlık sigortası, hayat sigortası gibi önemli ve hayati sigorta poliçelerinizde bir sağlık probleminizin olup olmadığını, rahatsızlıklarınızı belirtmeniz bu hastalıklar veya rahatsızlıklar sonucunda oluşabilecek sağlık sorunlarınızda veya vefat etme gibi durumlarda sizin ve sevdiklerinizin mağdur olması engellenir. Aksi takdirde bu durumlar sigorta şirketinin sorumluluğunda olmayabilir.


Tüm bu nedenlerden dolayı süreçlerin en başında belirttiğiniz beyanınızın eksiksiz olmasına dikkat etmelisiniz. Eğer sigorta poliçenizi oluşturduktan sonra herhangi bir rahatsızlık, hastalık veya sigorta poliçenizde belirtmeniz gereken bir durum meydana gelirse bu konuyla ilgili de sigorta şirketinizi bilgilendirmeli, sigorta poliçenizi bu duruma bağlı olarak düzenlemelisiniz.


Herhangi bir hasar durumu söz konusu olduğunda ise hasarla ilgili tüm durumları sigorta şirketinize beyan etmelisiniz. Aksi takdirde sizin için önem arz eden ancak beyan edilmemiş bir konu poliçe kapsamı dışında kalabilir.


Kısacası, sigorta beyanlarınızda tüm durumları göz önünde bulundurmalı, ilerleyen süreçlerde mağduriyet yaşamamak için tam ve doğru beyanlar vermelisiniz.

Cam yüzeyler hassas yapıları nedeniyle bazı özel risklere maruz kalır. Bu risklerin sonucunda meydana gelebilecek kayıplar sigorta poliçesi teminatları ile koruma altına alınabilir. Cam kırılma sigortası; özel kaplamaları, boyutları, konumları ya da hasarın neden olduğu etkiler sonucunda meydana gelen maliyetli cam değişim ya da onarım masraflarına karşı sigortalıya eşsiz bir mali güvence sağlar.


Cam Kırılması Sigortası Nedir?

Cam kırılması sigortası, cam yüzeylerin hasar görmesine neden olabilecek hemen hemen tüm tehlikelere karşı güvence sağlayan özel bir teminattır. Sigorta ile hasar görmüş camın değiştirilmesi ve onarılması ile ortaya çıkan masrafların tazmin edilmesini sağlanır. Poliçedeki özel şartlarla, sigortalı nesnenin kaybı ile aynı olaydan kaynaklanmak koşulu ile bina ya da diğer eşyalarda meydana gelebilecek hasarlar da tazmin edilebilir. Cam, genellikle pencere ve kapılar şeklinde mülklerin bir parçası olduğundan, cam kırılma sigortası genellikle konut ya da İş Yeri Paket Sigortası gibi diğer sigorta poliçelerinin içinde isteğe bağlı bir teminat olarak sunulur.


Cam Kırılması Sigortası Primleri

Cam kırılması sigortaları genellikle pencere, kapı, ayna, duşakabin, reklam panosu, akvaryum ve vitrin gibi camdan yapılmış yapıları kapsar. Prim miktarı, sigortalı camın türü, kalınlığı, kırılmaya karşı korunmalı olup olmadığı, montaj yöntemi, konumu ve toplam sigorta bedeli gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değerlendirilir. Sigorta bedeli, riskin ortaya çıkması durumunda ödenecek maksimum tazminat olarak sigortalı nesnenin tam değeri olarak ifade edilebilir ya da olası zarar miktarına bağlanabilir. Poliçe koşullarına göre değişiklik göstermekle birlikte riskin gerçekleşmesi durumunda yeni bir camın veya aynı tip ve kalitedeki başka bir nesnenin sabitlenmesi ya da cam yüzey üzerine yeni bir resim, tabela ya da dekorasyon yapılması için kararlaştırılan tutarı geçmeyecek şekilde tazminat ödenebilir. Ayrıca tazminat, geçici maliyetlerin geri ödenmesini ya da zararın ortadan kaldırılması ve hafifletilmesi ile ilgili diğer masrafları da kapsayacak şekilde genişletilebilir.


Cam Kırılma Sigortası Kapsamı

Ayrı bir sigorta ile teminat altına alınmamış olmak şartıyla aşağıdaki durumlar sigorta kapsamında değerlendirilmez:


  • Yangın, yıldırım, patlama ve kurtarma faaliyetleri sonucunda meydana gelen kayıp ve hasarlar
  • İnşaat ve tadilat nedeniyle meydana gelen hasar ve kayıplar
  • Sigortalanan camın üzerindekilerin zarar görmesinden meydana gelen hasar ve kayıplar
  • Toplumsal hareketler (grev, lokavt, kargaşa) ve bu hareketlere kolluk kuvvetleri tarafından yapılan müdahaleler sonucunda meydana gelen hasar ve kayıplar
  • Terör faaliyetleri ve bu faaliyetleri önlemek amacıyla yetkili merciler tarafından yapılan müdahaleler sonucunda meydana gelen hasar ve kayıplar

Daini Mürtehin Şerhi Nedir?

Daini mürtehin, çok fazla bilinmeyen bir kavramdır. Kelime anlamları değerlendirildiğinde dain “alacaklı”, mürtehin ise “rehin” anlamındadır. Daini mürtehin, bir riskin ortaya çıkması halinde alacaklının haklarını korumak amacıyla uygulanan bir prosedürdür.


Daini Mürtehinin Amacı Nedir?

Daini mürtehinin amacı, alacaklının teminat altına alınmasını sağlamaktır. Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse; banka kredisi aracılığı ile bir otomobil almak ve araca kasko yaptırmak isterseniz, poliçe üzerindeki finans kurumunun “rehinli alacaklı” olarak gösterildiğine tanık olursunuz. Aslında bu durum kredi veren banka tarafından talep edilen bir prosedürdür. Böyle bir durumda taşınır bir mal olan aracınıza ilgili yasalar gereğince menkul rehini uygulanır. Aracınızla ilgili tüm tarafların menfaatleri, sigorta sözleşmesi yapılarak güvence altına alınmalıdır. Böyle bir durumda iki farklı yol izlenebilir. Bunlardan ilki, araç sahibinin araç üzerinde bulunan menfaatlerini sigortalatmasıdır. İkinci yol ise rehinli alacağı bulunan kişinin aracını, alacak miktarı kadar sigortalatmasıdır.


Aracın değer kaybetmesi halinde veya alınacak tutarın aracın satış bedelinden tahsil edilme durumu söz konusu değilse, ödenmesi gereken zorunlu sigorta tazminatı, rehinli alacaklı olan kişinin alacağı sigortalı aracın yerine geçirilir. Daini mürtehin, aynı zamanda ev alırken yapılan konut sigortalarında da uygulanabilir.


Daini Mürtehin Nasıl Kaldırılır?

Herhangi bir nedenden dolayı kredi çektikten sonrası “rehinli alacaklı” konumunda bulunan bankanıza, kredinizin son taksitini ödeyene kadar rehin durumu kaldırılmaz. Bütün borcunuzu ödedikten sonra daini mürtehin iptali anlamına gelen konut veya taşıt rehin kaldırma işlemini gerçekleştirebilirsiniz. Bu işlem için mutlaka bankanızın şubesini ziyaret etmeniz gerekir.


Banka Rehininin Kaldırıldığı Nasıl Öğrenilebilir?

Aracınızın veya konutunuzun üzerindeki banka rehinin kaldırıldığından emin olmanız gerekir. Bunu öğrenmek için e-devlet sistemini kullanabilirsiniz. Sistem üzerinde yer alan “Adıma Tescil Araç Sorgulama” sayfasını ziyaret ederek rehinin kaldırılma durumunu sorgulayabilirsiniz. Böylece rehin durumunuzun aktif ya da pasif olup olmadığını öğrenebilirsiniz.


Riskli Durumlarda Ortaya Çıkan Sonuçlar Nelerdir?

Riskli durumlar ortaya çıktığında sigorta şirketiniz tarafından kredinizin ödenmemiş kısmı, daini mürtehine tazminat şeklinde gerçekleştirilir. Daini mürtehine ödenmesi gereken tazminat tutarı, bazen kredi borcunuzdan daha yüksek çıkabilir. Risk ortaya çıktığında henüz ödenmemiş ve koruma altına alınması gereken kredi tutarları var ise fazla borç ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda daini mürtehin, sigorta firması tarafından kendisine ödenmiş olan tazminatın fazlalık kısmı hakkında yasal varislere bilgilendirme yapmak zorundadır.


Son olarak, ortaya çıkan tazminatın daini mürtehine ait olan kısmı dışında kalan tutarlarda yasal varisler için farklı pay miktarları belirlenmiş olabilir. Fakat önceden bu kişiler için herhangi bir pay belirleme durumu yoksa, tüm yasal varisler eşit oranlarda hak sahibi kabul edilir.

Otomobilinizi gönül rahatlığıyla kullanmak ve aracınızın başına gelebilecek olan kazalardan zararlı çıkmamak için tercih edeceğiniz kasko poliçeleri, sizin için büyük bir güven sağlar. Ayrıca standart kasko poliçelerinde yer alan bütün teminatlardan yararlanmak istemezseniz başka özel teminatlardan yararlanarak bir anlamda kişiselleştirilmiş bir kasko poliçesi tercihi yapabilir ve dar kasko poliçelerinden faydalanabilirsiniz.


Dar Kasko Nedir?

Dar kasko, standart bir kasko paketinde yer alan ana teminat maddelerinin yalnızca bir kısmını içeren, tabiri caizse mini bir kasko sigorta türüdür. Kasko için düzenlenen genel ve standart şartlardan herhangi bir tanesi paketten çıkarılırsa o durumda ortaya çıkan poliçe türü, dar kaskonun cevabı olarak tanımlanabilir. Dar kasko poliçesinin en dikkat çekici noktası, fiyat anlamında standart kasko paketlerine göre daha uygun seçenekler sunmasıdır.


Standart Kasko ile Dar Kasko Arasındaki Farklar Nelerdir?

Bir kaskonun ana talimatları arasında kasko poliçesine sahip olan aracın kara yolunda ya da demir yolunda, motorlu ya da motorsuz taşıtlarla yaptığı kazalar neticesinde ortaya çıkan hasarların neredeyse tamamını örnek göstermek mümkündür. Hatta araç hareketteyken olduğu gibi, durduğu sırada yaşadığı kazalar ve araç sahibi dışında başka faktörlerin neden olduğu, herhangi bir cismin aracın üstüne düşerek ya da araca bir şekilde çarparak verdiği zararlar bile, standart kasko poliçelerine dahildir.


Aynı zamanda, ikinci ya da üçüncü şahısların bilerek ya da bilmeyerek verdiği bütün hasarlar, fiili ehliyeti olmayan kişilerin yol açtığı hasarlar, aracın ne şekilde olursa olsun yanması, aracın ya da araca ait herhangi bir parçanın çalınması ya da hırsızlığa teşebbüse maruz kalması gibi akla gelebilecek bütün zararlar, standart kargo poliçesinin imzalandığı sigorta şirketi tarafından karşılanır. Dar kasko ise ana teminatlar olarak nitelendirebileceğimiz bu maddelerin bir veya birkaç tanesiyle oluşturulduğu için standart kaskoda yer alan ana teminatların tamamını kapsamaz ve farkı buradan kaynaklanır. Ayrıca dar kaskoya, ana teminatlardan farklı bazı ek teminatlar da ilave edilebilir. Yani dar kasko, bir anlamda tercihlerinize göre özelleştirilebilen bir tür pakettir.


Dar Kaskonun Avantajları Nelerdir?

Dar kaskonun her şeyden önemli olarak en ciddi avantajı, uygun fiyatlı olmasıdır. Çünkü paketin içeriğini müşteri olarak siz belirleyebildiğiniz için standart kaskolarda yer alan bütün ana teminatların bedellerini ödemek zorunda kalmazsınız. Dar kasko poliçesi uygulayacağınız araç, eğer hasarsız ise bu durumda uygulanacak olan hasarsızlık indirimi de bir diğer büyük avantajdır. Ayrıca dar kasko paketlerine dahil edilebilen ek talimatlar da bir takım avantajlar sunar. Örneğin aracınızda küçük hasarlar oluşursa, mini tamir servis hizmeti en kısa sürede devreye girerek onarım masrafını üstlenir ve bu durumlarda herhangi bir evrak talep etmez.


Ayrıca poliçeye dahil edilebilen acil sağlık hizmeti, 24 saat boyunca tıbbi danışmanlık hizmeti verir. Bu hizmet dahilinde kişinin yatarak tedavisi ve hastane masrafları da karşılanır. Kısacası, planlamanıza göre belirleyebileceğiniz paketler halinde tercih edebileceğiniz dar kasko, hem uygun fiyatıyla bütçeniz doğrultusunda hizmet sunar hem de aracınızı belirlemiş olduğunuz çerçevede güvence altına alarak gözünüzün arkada kalmasını önler.

Türkiye’nin deprem kuşağında yer alması, mal ve can kaybına dair önemli risklerle her an içiçe yaşamayı gerektirir. 1999 yılı Ağustos ayında Gölcük ve çevresinde yaşanan felaket, ülkemizde çok uzun süre göz ardı edilen deprem riskini yeniden gözler önüne sermesi nedeni ile bir mihenk taşı olarak kabul edilir. 27 Aralık 1999 tarihinde TC Resmi Gazete’de yayınlanması ile devreye giren DASK ya da bilinen diğer adı ile zorunlu deprem sigortası ise bu farkındalığın ürünüdür.


DASK Ne Demektir?

Kısa yazılışı DASK olan terimin açılımı Doğal Afet Sigortaları Kurumu’dur. DASK’ın başlıca görevi, devletin özel sigorta şirketleri ile işbirliği yaparak oluşturduğu deprem teminat sistemini düzenlemek ve denetlemektir. Türkiye’de tüm gayrimenkul sahiplerinin yaptırmak mecburiyetinde olduğu, zorunlu deprem sigortası olarak da bilinen DASK poliçesi ise diğer konut sigortaları ile birbirini tamamlayıcı özelliğe sahiptir.


DASK Nedir?

Zorunlu deprem sigortası olarak bilinen DASK sisteminin ana amacı, sahibi olduğunuz binada deprem sebebi ile oluşacak maddi hasarları güvence altına almaktır. DASK’ın yapısal karakteri ise aşağıdaki gibidir.


  • DASK poliçesi devlet tarafından yapılması mecburi kılınan bir sigorta türüdür. Her yıl yenilenmesi mecburidir.
  • Gayrimenkulünüzü kiraya vermek, doğalgaz, su ve elektrik bağlatmak için düzenli olarak yaptırmanız ve primlerini ödemeniz gerekir.
  • DASK poliçesi sadece binaya gelecek zararları karşılar, eşyaların ve bina içindeki diğer değerlerin hasar riskini üstlenmez.
  • DASK poliçesi, deprem nedeni ile oluşan zararları karşılar. Bunlara deprem kaynaklı; yangın, yer kayması, infilak ve tsunami dahildir.
  • DASK poliçesinde konutun teminat değeri her yıl düzenli olarak açıklanan metrekare birim fiyatına göre hesaplanır.
  • Konutların azami teminat değeri ya da risk oluştuğu takdirde alınacak en yüksek tazminat bedeli tavan değer ile sınırlandırılır.
  • Primlerin hesaplanması ise her yıl DASK tarafından ilan edilen bölgesel katsayılara göre hesaplanır.


DASK Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Zorunlu deprem sigortası, yaşadığımız coğrafya itibari ile tüm gayrimenkul sahiplerini devlet güvencesi altına alan şemsiye sigorta sistemidir. DASK’a ek olarak yaptıracağınız konut sigortası ise riskin oluşması halinde DASK poliçeniz tarafından sınırlandırılan azami teminat değerini artırdığı gibi poliçenizin içeriğine ve ek teminatlarına göre kapsamını da genişletir. DASK yaptırdığınız da bilmeniz gereken diğer hususlar ise şu şekildedir:


  • Aynı gayrimenkul için iki farklı DASK poliçesi düzenlenmez.
  • Hasar tazminatları ekspertiz işlemlerini takiben Doğal Afetler Sigorta Kurumu tarafından ödenir.
  • Binanın bulunduğu bölgenin risk değeri, bina yaşı ve metrekaresi ödeyeceğiniz primi belirleyen faktörlerdir.
  • Sigorta poliçesi kesilmiş olsa bile prim ödenmediği takdirde başlamış sayılmayacağı için risk oluştuğu durumlarda ödeme alamazsınız.
  • DASK adres kodu, taşınmazınız için devlet tarafından atanan 10 haneli kimlik numarasıdır.

Dispeç, müşterek avarya ve deniz sigortası hukuku kapsamındaki zararların paylaştırılması işlemidir. Bu işlemi yapan kişilere dispeççi denir. Dispeççiler, genellikle deniz araçlarının ya da yüklerinin kayıp veya hasarı içeren deniz ve nakliyat sigortası poliçeleri kapsamında talepler hazırlar. Ayrıca üçüncü şahıslara karşı dava dilekçesi hazırlamaları ve üçüncü şahısların geri kazanımlarının paylaştırılmasıyla ilgilenmeleri de istenebilir.


Dispeç Nedir?

Dispeç, müşterek avaryayla ilgili bir uzmanlık alanıdır ve denizcilik sektörüne özgüdür. Genel bir tanım olarak, bir deniz kazası ile mülk (gemi, kargo, bunker, navlun vb.) tehlikede olduğunda, bu mülkü kurtarmak için gönüllü ve makul şekilde yapılan herhangi bir olağanüstü fedakarlık veya harcamanın tanımlanmasıdır. Gemi ve taşınan kargo, örneğin yangın gibi ortak tehlikeye maruz kaldığında ve gemiyi ve malları ortak tehlikeden kurtarmak için çaba gösterildiğinde, bu durum genellikle müşterek avarya olarak nitelendirilir. Örneğin, gemi sahibi gemiyi ve kargoyu ortak bir tehlikeden kurtarmak için harcama yaparsa bu şekilde oluşan maliyetler taraflar arasında paylaştırılır. Söz konusu maliyetin müşterek avarya beyanında paylaştırılmasını sağlayan kişi dispeççidir.


Dispeççi Nedir?

Dispeççi, bir geminin hasar (hasar), arıza, örneğin yangın, çarpışma veya karaya oturması gibi durumlarını inceleyen ve araştıran bir profesyoneldir. Genel Avarya Beyanı, Uluslararası York-Anvers Kuralları uyarınca dispeççi tarafından hazırlanır. Buna ek olarak, dispeççi, gemi sigortası da dâhil olmak üzere nakliye sigortası gibi durumlarda da ayarlamalar yapar. Ayrıca Deniz Hukuku ile ilgili sorularla bağlantılı olarak hukuki danışmanlığa yardımcı olur. Dispeççi, olaya dâhil olan herhangi bir taraf tarafından atanabilir. Bununla birlikte, atayan tarafın kimliğine bakılmaksızın tarafsız ve bağımsız bir şekilde hareket etmek zorundadır.


Neden Dispeçe İhtiyaç Duyulur?

Gemiler, kazaların da meydana gelebileceği çok zorlu bir ortamda çalışır. Gemi ve taşınan yük ile birlikte düşünüldüğünde olayın tarafları genellikle farklı ülkelerin vatandaşlarıdır. Böyle bir durumda her bir kazazedenin zararını karşılamak için ortak bir yasal ve teknik sisteme ihtiyaç duyulur. Armatörler ve sigorta şirketleri açısından hem deniz olaylarının karmaşıklığı hem de tarafların farklı mevzuatlara tabi olabilmesi, alanında uzman bir kişi tarafından dispeç işlemini zorunlu hale getirir.


Büyük ya da küçük olması fark etmeksizin her türden hak iddiası dispeççi tarafından ele alınır. Dispeççi tarafından hazırlanan bir rapor, yasal olarak bağlayıcı değildir; ancak bağımsız bir uzman tarafından hazırlandığı için sigorta şirketleri tarafından kolaylıkla kabul edilebilir. Raporlarına mahkemelerde nadiren itiraz edilir. Dispeççiler genellikle armatörler tarafından tayin edilmekle birlikte, ücretler sigorta şirketi tarafından ödenir ve talebin bir parçasını oluşturur. Ücretler sigortacı tarafından ödenmesine rağmen dispeççiler tarafsızlığını korur.


Eksedan anlaşmaları, reasürör ile sedan şirket arasında yapılan ve risklerin karşılıklı olarak bölüşülmesini ifade eden otomatik bölüşmeli reasürans anlaşmaları arasında yer alır. En yaygın reasürans yöntemlerinden biri olan eksedan metodunda, reasürörün de her bir riske iştirak etmesi gerekmez.


Eksedan Nedir?

Reasürans işlemleri, sigorta şirketlerinin düzenledikleri poliçeler nedeni ile üstlendikleri riskleri bir başka sigorta şirketine sigortalattırmasıdır. Üzerlerinde taşıdıkları risklerin bir kısmını reasürans işlemleri sayesinde reasürörlere devreden sigorta şirketleri, mali açıdan yeni poliçeler kesebilmek için esneklik kazanmış olurlar. Karşılığında ise ürettikleri primlerin bir kısmını reasürans şirketleri ile paylaşmak zorunda kalırlar. Eksedan yöntemi, reasürör ve sedan arasında kullanılan sigortalama yöntemlerinden bir tanesidir. Sigorta şirketi (sedan) rizikolarının ağırlığına bağlı olarak farklı tiplerde saklama payları belirler. Sedan, bu yöntemde hesaplamalarını tamamen kendi mali gücü ve teknik anlayışına bağlı olarak yapar. Belirlediği saklama paylarından fazlasını ise anlaşmalı olduğu reasüröre otomatik olarak devreder.


Eksedan Ne Demektir?

Eksedan anlaşmalarında, reasüröre sadece önceden belirlenen saklama paylarını aşan kısımlar devredilir. Buna karşılık, reasürör söz konusu devirleri geri çeviremez. Karşılıklı yapılan anlaşma gereği reasürör, saklama paylarından artan kısımları otomatik olarak kabul eder. Eksedan anlaşmalarında sigorta şirketinin üzerinde tuttuğu saklama paylarına dilim veya lime denir. Sedanların üzerinde farklı kapasitelere sahip dilimler bulunur. Sigorta şirketleri bu dilimlerin miktarına kendi teknik anlayışları doğrultusunda karar verir. Ancak uygulamada; en yüksek hacimli dilim düşük riskler için, en düşük hacimli dilim ise yüksek riskler için ayrılır.


Eksedan anlaşması paylarının belirlenmesi ise farklı yöntemler ile yapılır. Bunlar;


  • Sigorta bedeli veya
  • Olası azami hasar üzerindendir.


Eksedan anlaşmaları sedan şirketler için en uygun anlaşmalar arasında yer alır. Devredeceği riskleri diğer yöntemlere göre daha serbest bir şekilde ayarlama yetkisine sahip olan sigorta şirketleri, böylece daha çok primin kendi üstlerinde kalmasını da sağlar.


Eksedan Anlaşmaları Neden Gereklidir?

Sigortacılık, güvene dayalı anlaşmaların yapıldığı sektörler arasında yer alır. Sigorta ettirenler ve lehtarların, riskin üstlenilmesi karşılığında prim ödediği sigorta şirketlerinin finansal kapasitelerinin, tazminat taleplerini karşılayabilecek güçte olması beklenir. Sektörde şeffaflığı ve taşınan risklerin mali anlamda kontrollü bir şekilde yönetilmesini sağlayan reasürans kurumunun, sigorta şirketlerinin iş yapabilme kapasitesini artırıcı yöntemler ile çalışması, toplamda sigorta hacmini de büyütmeye yaramaktadır. Otomatik bölüşmeli diğer reasürans yöntemleri arasında en yaygın metotlardan biri olan eksedan anlaşmaları, sigorta şirketlerine ihtiyaç duydukları esnekliği verir. Bir yandan taşıdıkları riskleri reasüröre devretmenin finansal anlamda gücünü yaşayan firmalar, diğer yandan ürettikleri primleri de kendi mali güçlerine göre paylaşma yoluna gidebilmektedir.

Bir malın alım satım işlemi öncesinde o malın değerine ya da sigorta süreçlerinde oluşan hasarların tespitine ilişkin yapılan değerleme işlemine ekspertiz denir. Birçok sektörde kullanılan bu terim, günümüzde emlak ve otomotiv sektöründe yaygın olarak karşımıza çıkar. İhtiyaçlar ve talepler doğrultusunda alanında uzman, bağımsız kişiler ya da kuruluşlar tarafından yapılan incelemeler ve analizler sonucunda hazırlanan belgeye ise ekspertiz raporu denir.


Gayrimenkul Sektöründe Ekspertiz Raporu Ne Demektir?

Özellikle ikinci el konut alışverişinde ihtiyaç duyulan finansman için zaman zaman söz konusu taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekebilir. Yaygın olarak konut kredilerinde ekspertiz raporu, alıcının ve satıcının üzerinde anlaştığı fiyatın uygunluğunun saptanabilmesi için krediyi verecek olan finans kuruluşunca talep edilen belgeler arasındadır. Bankacılık Kanunu'na göre, kredi süreçlerinde müşterilerden talep edilebilecek hukuki belgeler arasında da yer alır. Bağımsız gayrimenkul değerleme kuruluşları ya da gayrimenkul değerleme uzmanları tarafından, konum, binanın yaşı, nitelikleri, emsal incelemesi gibi belirli kriterlere göre hazırlanan ekspertiz raporu doğrultusunda gayrimenkulün doğru fiyatının belirlenmesini sağlar.


Otomotiv Sektöründe Ekspertiz Raporu Nedir?

İkinci el araç alım satım işlemlerinde, aracın yaşı, aracın geçmişi, motor ve mekanik aksamların durumu, araç üzerindeki mevcut hasarlar gibi risklerin önceden belirlenerek alışverişin güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi tercih edilen bir belgedir. Kanuni olarak, 2019 öncesinde oto ekspertiz raporu zorunlu değilken bu yıldan itibaren Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan mevzuat değişikliği ile birlikte 2. el otomobil alım satımı öncesinde oto ekspertiz raporu zorunlu hale getirilmiştir. Son değişiklikle birlikte 8 yaş ve 160 bin kilometrenin altındaki araçların satışında oto ekspertiz raporu alınması zorunludur. Oto ekspertiz raporu sayesinde alışveriş sonrasında hem alıcının hem de satıcının yaşayabileceği mağduriyetler ortadan kaldırılabilir.


Sigortacılık Sektöründe Ekspertiz Raporu Nedir?

Sigortacılık sektöründeki birçok sigorta ürününde, oluşan hasarın tespiti aşamasında teminatların ödenebilmesi için ekspertiz raporuna başvurulur. Araç sigortaları, konut sigortalarının yanı sıra ticari ve finansal sigorta ürünlerinde risklerin gerçekleşmesi durumunda sigorta şirketi tarafından poliçe şartlarına uygun bir şekilde ödenecek teminatların belirlenmesinde ekspertiz raporları büyük önem taşır. Örneğin, trafik kazalarında araçlarda oluşan hasarın belirlenmesi ve bu hasara uygun şekilde teminat ödenebilmesi için uzmanlar tarafından hasar tespit çalışması neticesinde hazırlanan ekspertiz raporu hasar dosyasına eklenir. Bu raporlar risklerin gerçekleştiği sigorta süreçlerinin işleyebilmesi için gerekli olan hukuki evraklar arasındadır.


Ekspertiz raporu, bu üç sektör dışında da ticari hayatın farklı alanlarında kullanılabilir.

Günlük yaşantınızda her an başınıza gelebilecek beklenmedik bir kaza sonucu hayatınız riske girebileceği gibi, sakatlıklar ve yaralanmalar bedeninizde kalıcı hasarlar bırakabilir. Ferdi kaza sigortası ile herhangi bir kaza sonucu yaşamınızı yitirmeniz durumunda ailenizin ve sevdiklerinizin maddi sıkıntılar yaşanmasının önüne geçebilirsiniz. Ölümle sonuçlanmayan kazalarda ise olay sonrası tedavi masraflarınızı karşılayabilirsiniz. Kazaya bağlı olarak maluliyetten ötürü çalışamaz duruma gelmeniz durumunda, yaşayabileceğiniz maddi kayıpları da çeşitli şekillerde teminat altına alabilirsiniz.


Ferdi Kaza Sigortası Nedir, Hangi Olaylar Kaza Olarak Değerlendirilir?

Ferdi kaza sigortalarında kaza olarak nitelendirilen olaylar, kanunlar çerçevesinde Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları düzenlemesi ile belirlenmiştir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına göre, sigortalı kişinin iradesi dışında ani ve beklenmedik bir şekilde meydana gelen olaylar olarak ifade edilir. Trafik kazaları, düşme, yanma, haşere sokması, hayvanlar tarafından ısırılma, zehirli gazların solunması gibi geniş kapsamlı bir şekilde tanımlanmıştır. Bu kazalara bağlı olarak ölümler, bedeninizde meydana gelen zararlar ve buna bağlı olarak tedavi masraflarınız, kısmi ya da tam maluliyet nedeniyle yaşayabileceğiniz maddi kayıplar ferdi kaza sigortaları ile güvence altına alınabilir.


Bu kazalarda esas kriterler, kişinin iradesi dışında meydana gelmesi ve sigortalının bedeninde cismani bir arızanın oluşmasıdır. Bir başka deyişle; kişinin kazada bir kusuru bulunmamalıdır. Sigorta şirketlerinden satın alacağınız poliçelerde bu tanımlamalar ve kazaya bağlı olarak teminat altına alınan riskler açıkça belirtilmiş olmalıdır. Satın alınan ferdi kaza sigortası poliçelerinin içeriğine göre, sigorta kapsamı ve kapsam dahilindeki teminatlar da detaylı bir şekilde açıklanır.


Ferdi Kaza Sigortalarında Teminatlar Nelerdir?

Ferdi kaza sigortası ürünlerinde poliçe dahilindeki teminatlar farklılık gösterebilir. Ancak genel bir ifadeyle, sigortalının vefatı durumunda poliçede belirlenen vefat teminatı, poliçede belirlenen kişilere ya da sigortalının kanuni varislerine ödenir. Kazanın vefatla sonuçlanmaması halinde ise poliçedeki şartlara göre, çeşitli tedavi masrafları teminatlandırılabilir. Kazaya bağlı olarak poliçede belirlenen süreler içerisinde oluşan kısmi ya da tam maluliyet durumunda ise kanunlar çerçevesinde belirlenen maluliyet oranlarına uygun bir şekilde, sigortalının hayatının kalanında iş göremezlik nedeniyle yaşayabileceği maddi kayıplar gündelik tazminatlar ile güvence altına alınabilir.


Hayat Sigortası ile Ferdi Kaza Sigortası Arasındaki Fark Nedir?

Genel tanımlar itibarıyla, hayat sigortasında vefat teminatı, sigortalının her türlü ölümünde kişiye ödenirken ferdi kaza sigortalarında ise poliçede tanımlanan kaza unsurları sonucu ölümün gerçekleşmesi şartı aranır. Ancak satın alacağınız poliçede riskler ve teminatlar farklılık gösterebilir.

Nakliye sigortaları branşında kullanılan flotan poliçe tipi, karşılıklı güven esasına dayalı olarak düzenlenen sigorta poliçeleri arasında yer alır. Geçici süreli poliçeler olarak da adlandırılan bu tip poliçeler, özellikle bürokratik işlemlerin uzun sürebildiği dış ticaret uygulamalarında önemli bir yere sahiptir.


Flotan Poliçe Nedir?

Dış ticarete bağlı uluslararası nakliye işlemlerinde sıklıkla başvurulan bir tür geçici sigorta poliçesi olan flotan sigortalar, yüklenme aşamasına geldiği halde nakliye yapacak taşıtın plakası ve/veya ismi bilinmediği için, malların sigortasız kaldığı dönemde geçici bir çözüm sunmayı hedefler.


Flotan Poliçe Ne Demektir?

Flotan poliçeler, nakliye sektöründe yaşanan gecikmelere özel çözümler sunan sigorta tipidir. Özellikle dış ticaret uygulamalarında ayrı bir yeri ve önemi olan flotan sigorta, yaşanan gecikmeler esnasında yükleme bekleyen veya yükleme gerçekleştikten sonra taşıt bilgisi bekleyen malların rizikosunu üstlenen sözleşmelerdir. Sigorta sektöründe, sigortalayan açısından karşılıklı güvene dayalı olarak düzenlenen geçici (flotan) poliçeler, sigortalıyı teminatsız bırakmamak adına yapılır. Süreç esnasında miktarı, değeri ve cinsi belli olan mallar, sevkiyata dair tarih ve plaka gibi bilgiler henüz netleşmemiş olduğu halde önceden belirlenen hükümler dahilinde sigorta kapsamına alınır. Emtia sigortaları kapsamında değerlendirilen flotan poliçelerin süresi maksimum bir yıldır. Bir yıl içerisinde gerçekleşmeyen nakliye işlemlerine bağlı olarak düzenlenen flotan poliçeler, verilen süre sonunda geçerliliğini otomatik olarak yitirir.


Flotan Poliçe Neden Önemlidir?

Flotan poliçeler sağladıkları geçici teminat güvencesi sayesinde gecikmelerden dolayı yaşanabilecek mali kayıp ve hasarları önlemeye yarar. Emtia sigortalarının doğası gereği seferi başlayan mallara güvence verilemez. Bu nedenle sigortanın sefer başladığı andan itibaren devreye girmesi gerekir.


Dış ticaret işlemlerinin en kesin hatlarla şekil şartlarının çizildiği akreditifli işlemler başta olmak üzere, ihracat ve ithalat uygulamalarında sigorta detayı oldukça önemlidir. Akreditif açıldıktan sonra evrakların tıpatıp istenen biçimde hazırlanıp bankaya ibraz edilmesi gerekir. Bu yüzden akreditif açılışından sonra flotan sözleşmenin bir an evvel düzenlenmesi önem kazanır. Geçici poliçe düzenlendikten sonra sevkiyat tarihi ve diğer bilgiler tamamlanır tamamlanmaz kati poliçeye dönülür. Poliçe primi tahsilatı ise bilgilere dair zeyilname düzenlenmesi veya kati poliçe kesilmesinden sonra tahsil edilir. Geçici poliçe ilk kez kesildiğinde ödenen standart poliçe ücreti ise karşılıklı olarak mutabık kalınan durumlarda nihai primden düşülebilir.


Flotan poliçe ile güvence altına alınan mallar, tek seferde veya birden fazla seferde nakliye edilebilir. Kuvertür geçici poliçeye bağlı olarak sağlanmış olacağı için, kısmi yükleme yapılan malların sigortası kati poliçeye dönüşerek sorun çıkması önlenir. Geçici poliçeler birden fazla türde malın sigortalanmasına imkan tanımaz. Her mal tipi için ayrı flotan poliçe düzenlenmesi gerekir.

Günümüzde yoğun trafik ve zorlu hayat koşulları dikkate alındığında araçlarınızı güvence altına almak için KASKO poliçeleri en önemli sigorta ürünlerinin başında gelir. KASKO poliçeleri, araçlarınızda meydana gelebilecek her türlü hasarın yanı sıra hırsızlık, yangın gibi durumlarda doğacak maddi zararların da karşılanmasını sağlar. Sigorta şirketleri tarafından sunulan her bir KASKO ürünü, farklı risk grupları için ayrı ayrı teminatlar içerir. Bu teminatlarda doğacak maddi hasarların karşılanma oranları da farklılık gösterebilir. Bu gibi durumları daha net bir şekilde açıklayabilmek için KASKO ürünleri, poliçelerin kapsamına göre farklı isimlerle karşınıza çıkabilir. Geniş KASKO ya da genişletilmiş KASKO olarak bilinen KASKO türü de bunlardan bir tanesidir.


Geniş KASKO nedir?

KASKO poliçeleri aracınızda meydana gelebilecek trafik kazaları, çarpma, çarpılma, çalınma, yangın, doğal afetler, terör olayları, yurt dışı teminatları ve buna benzer temel risklere karşı koruma sağlar. Trafik kazalarından doğan hasarlar, hırsızlık ve yangın gibi olaylar birçok KASKO poliçesinde ortak olarak yer alan teminat türleridir. Bu temel risklere ek olarak ilave teminatlar içeren KASKO poliçeleri için geniş KASKO ifadesi kullanılır. Poliçelerinizde yer alan teminatların sayısı ve kapsamı arttıkça daha fazla riske karşı güvence satın almış olursunuz.


Geniş KASKO Poliçelerinde Hangi Teminatlar Yer Alabilir?

Aracınızda meydana gelebilecek her türlü riske karşı koruma sağlayabilmek adına KASKO poliçelerinin içeriği detaylı bir şekilde araştırılmalıdır. Bunun için de aracınızın, sizin ve aracınızda taşıyacağınız sevdiklerinizin başına gelebilecek riskler hususunda bilinçli bir şekilde hareket etmeniz gerekir. Standart KASKO poliçelerinde yer alan çarpma, çarpılma, hırsızlık gibi temel risklerin dışındaki teminatlara da ihtiyacınız olabilir. Geniş KASKO poliçeleri bu ihtiyaçlarınız da göz önünde bulundurularak hazırlanır.


Geniş KASKO ile üçüncü kişilere vereceğiniz maddi ve bedeni zararlar, yol yardım hizmetleri, mini onarım hizmetleri, doğal afetler, terör olayları gibi günlük yaşantınızda karşılaşabileceğiniz riskleri de güvence altına alırsınız. Koltuk ferdi kaza teminatı ile aracınızla yolculuk esnasında meydana gelebilecek kazalar sonucu vefat teminatı, tedavi masraflarının karşılanması gibi hizmetlerden de faydalanabilirsiniz. Bunlara ek olarak, başınıza gelebilecek ve ciddi maddi kayıplar yaşatabilecek riskler de geniş KASKO ürününüzde teminatlarınız arasına eklenebilir. Örneğin anahtar kaybı, yanlış akaryakıt dolumu, aracınızın içerisindeki eşyaların kaybı, kemirgen hayvanların aracınıza verebileceği zararlar bu teminatlar arasındadır.


KASKO poliçeniz hangi türden olursa olsun, sigorta ürününü satın almadan önce risklerin kapsamı, teminatlarınız ve sahip olduğunuz haklar konusunda bilinçli hareket etmelisiniz. Ödeyeceğiniz primler kadar teminatlar hakkında da muhakkak bilgi sahibi olmalısınız.

Halefiyet, kelime anlamı olarak bir başkasının yerine geçme şeklinde tanımlanabilir. Esasında bir hukuk terimi olmakla birlikte borçlar hukukunun konusudur. Genellikle üçlü hukuki ilişkilerin söz konusu olduğu durumlarda geçerlidir. Daha basit bir tabirle, iki kişi arasındaki sözleşmeden doğan hakların, borçların ve yükümlülüklerin üçüncü kişi tarafından ifa edilmesi gerektiği durumları açıklar.


Sigortacılık Sektöründe Halefiyet Nedir?

Türk Borçlar Kanunu'nun 127. maddesinde kapsamlı bir şekilde açıklanan halefiyet kavramı, sigortacılık mevzuatında da söz konusu olabilir. Halefiyet kavramının sigortacılık sektöründe yer aldığı hususlar, genellikle zarar ve sorumluluk sigortaları kapsamındadır. Sigorta konusunun, sigorta ettirenin ya da sigortalının üçüncü kişilere verdiği zararlar olduğu sigorta türlerinde, borç ifa yükümlülüğü sigorta şirketine devredilir. Bu gibi durumlarda zarara uğrayan kişi, zarara sebebiyet veren kişinin sigorta poliçesine dayanarak zararın karşılanmasını sigorta şirketinden talep edebilir. Yani, üçüncü kişinin tazminat talepleri, poliçede sigortalı taraf olan kişinin ya da kurumun teminatlarından karşılanır. Bir başka deyişle, sigorta şirketi üçüncü kişinin zararlarının karşılanması hususunda sigortalının halefi olur.


Sigorta hukuku, borçlar hukuku ve ticaret hukukunun ortak çalıştırıldığı bir konu olan zarar sigortalarında alacağın devri söz konusudur. Zarar sigortalarının hizmet alanı olan bu durumlarda, sigortalılar satın aldıkları poliçelerle, üçüncü kişilere karşı ilgili risklerin gerçekleşmesi durumunda doğacak olan borçlarını ve sorumluluklarını teminatlar kapsamında sigorta şirketine devreder. Bu açıdan bakıldığında sigorta ettirenler, halefiyet kavramıyla birlikte üçüncü kişilerin çıkarını poliçeler ve sigorta şirketleri aracılığıyla korumuş olur. Hukuki literatüre göre, bazı sigorta ürünleri üçüncü kişilerin yararına düzenlenen sözleşme örneği olarak da gösterilebilir.


Zarar ve Sorumluluk Sigortalarında Halefiyet Örnekleri

Birçok sigorta ürününde, üçüncü kişilere karşı sorumluluklar teminat altına alınabilir. Bazı poliçelerde ise sigorta konusu, sadece üçüncü kişilere karşı mesuliyetleri içerebilir. Özel durum sigortalarında da bu tür teminatlar mevcuttur. Üçüncü kişilere sorumlulukları içeren teminatların varlığında risklerin gerçekleşmesiyle birlikte halefiyet kavramı devreye girer. Örneğin KASKO ürününde, kişinin üçüncü kişilere vereceği her türlü bedeni ve maddi zarar verme riski bu teminatlar kapsamında yer alır. Bir trafik kazasında bedenen zarar gören kişinin tedavi masrafları, vefatı durumunda ise vefat teminatları poliçeden doğan sorumluluklar gereği sigorta şirketine devredilir.


Sorumluluk sigortaları kapsamında yer alan birçok sigorta türünde halefiyet kavramı söz konusudur. Zorunlu hekim sorumluluk sigortaları ile hekimler, meslek faaliyetlerinde üçüncü kişilere karşı doğabilecek çeşitli tazminatları güvence altına alabilir. İşveren sorumluluk sigortalarında, işverenler çalışanlarına ya da diğer kimselere karşı yükümlülüklerini sigortalatabilir. Sigortacılık sektöründe yer alan detaylı özel sigorta ürünlerinde de halefiyet uygulamasından bahsetmek mümkündür.

Hamule senedi, nakliyecilik işlemlerinde kullanılan ve nakliye edilecek malların ne şekilde taşınabileceğine, ne zaman ve nereye teslim edileceğine dair bilgilerin yer aldığı resmi bir evraktır. Nakliye şirketiyle müşteri arasında düzenlenen hamule senedi, nakliye araçlarının işleme başlayabilmesi için ihtiyaç duyulan unsurlar arasında yer alır. Mali sorumluluk sigortaları açısından da büyük önem taşıyan hamule senedi, nakliye sigortalarında oluşabilecek maddi kayıplar sonucunda sigortalının tazminat alabilmesini mümkün hâle getirir.


Hamule Senedi Nedir?

Hamule senedi, hem yurt içi hem de yurt dışı nakliye işlemlerinde kullanılan bir evraktır. Ağırlıklı olarak trenle mal taşıma amacıyla düzenlenen hamule senedi, aynı zamanda kamyonla ve tırla gerçekleştirilecek nakliye işlemlerinde de kullanılır. Nakliye ya da taşıma senedi olarak da bilinen hamule senedinde aşağıdaki bilgiler yer alır.


  • Gönderilecek malın cinsi
  • Malın göndericisi
  • Gönderilecek malın miktarı, hacmi
  • Malların hangi yöntemle nakliye edileceği
  • Nakliye işlemleri esnasında malların hangi aktarmalara tabi tutulacağı
  • Malların ne zaman nereye teslim edileceği


Hamule Senedi Ne İşe Yarar?

Hamule senedi, nakliye işlemlerinin resmi bir nitelik kazanması açısından son derece önemlidir. Nakliye sürecinde hamule senedi düzenlenerek elde edilen avantajlar şöyledir:


  • Hamule senedi sayesinde nakliye işlemleri kayıt altında tutulur ve güvenli bir nitelik kazanır.
  • Gönderilen ve teslim edilen malların tutarlılığı, hamule senetleri ile kontrol edilir ve nakliye kazalarında yaşanabilecek kayıplar bu sayede tespit edilir.
  • Güvenlik ve kolluk kuvvetlerinin yapacağı durdurma, arama ve inceleme çalışmalarında hamule senedi de kontrol edilir. Hamule senedi, kolluk kuvvetlerine nakliye işleminin yasal olduğunu ispatlamanızı kolaylaştırır.
  • Nakliyeci ve nakliye ettiren tarafların birbirlerine karşı haklarını korumaları da hamule senediyle gerçekleşir. Hamule senedi, iki taraftan birinin nakliye işlemlerine art niyet karıştırması durumunda diğer tarafın kanuni haklarını korur.
  • Nakliye edilecek ürünlerin güvence altına alınması için düzenlenen mali sorumluluk sigortalarının ödemeleri de hamule senetleri aracılığıyla gerçekleştirilir.


Hamule Senedi Sigortacılıkta Nasıl Kullanılır?

Hamule senetleri, sorumluluk sigortalarında ödenecek tazminatın belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Nakliye şirketlerine yönelik sorumluluk sigortalarında, sigortalının tazminat hakkı kazanabilmesi için, hamule senedinin aşağıdaki gibi kullanılması gerekir.


  • Sorumluluk sigortası bulunan nakliye şirketinin taşıdığı mallarda herhangi bir zarar oluşması durumunda ilk olarak zararın ispatlanması gerekir. Hamule senedi, nakliye şirketinin zarar gören malları taşımakla yükümlü olduğunu sigortacıya karşı ispatlamasını sağlar.
  • Sorumluluk sigortalarında tazminat oranının belirlenmesi için, zarar gören malların tespit edilmesi de son derece önemlidir. Hamule senedi, zarar gören malların miktarının ve toplam nakliyata olan oranının belirlenmesini kolaylaştırır.

Hasar, maddi ve manevi zararı kapsayan geniş bir terimdir. Maddi hasar en basit anlamıyla fiziki zararı temsil eder. Manevi zarar ise bedeni zarar dışında kalan zararı kapsar. Sigortacılıkta farklı alanlarda “hasar”dan bahsedilebilir. Ferdi kaza sigortaları, yangın sigortaları, araç sigortaları, 3. şahıs sorumluluk sigortaları, hırsızlık sigortaları gibi birçok sigorta çeşidinde “hasar” tanımı özel olarak yapılır.


Hasar Nedir?

Hasar, sigorta poliçesi ile güvence altına alınan varlıklarda meydana gelen zarardır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken hasarın yine poliçede belirtilen riziko kapsamında ortaya çıkmış olması gerektiğidir. Hasarın meydana gelmesinden sonra sigortalı taraf, sigorta şirketine bildirimde bulunur ve poliçe kapsamında ise hasarının karşılanmasını talep eder. Buna hasar ihbarı adı verilir. Hasar ihbarı ile başlayan süreç, sigorta şirketinin hasar tespiti amacıyla eksper tayin etmesi ile devam eder. Sigorta şirketinin tayin ettiği eksper, sigortalının bildirdiği hasar hakkında değerlendirme yapar. Bazı durumlarda sigorta şirketi eksper tayin etmeye gerek duymaz. Bu aşama hasar dosyasının açılması olarak adlandırılır. Eksper ya da sigorta şirketi tarafından bildirilen hasar kaydına ilişkin değerlendirme işleminin sonuçlanması için sigortalı kişinin gerekli belgeleri ve evrakları ekspere ya da eksper atanmamışsa sigorta şirketine ulaştırması gerekir. İnceleme işlemleri bittiğinde hasar tespit edilir ve onay işleminin sonrasında sigortalının uğradığı zarar poliçe limitleri dahilinde karşılanır.


Hasar İhbarında Gerekli Evraklar

Hasar meydana geldiğinde sigortalının, sigorta şirketine hasar ihbarı yapması gerekir. Hasar dosyası için ise aşağıdaki bilgi ve evraklar da gecikmeden iletilmelidir.


Sigorta poliçesi numarası

  • Sigortalının isim/unvanı, TC Kimlik No.su/Vergi No.su • Hasar tarihi, saati, yeri
  • Hasar hakkında özet bilgi, hasar nedeni, tahmini hasar tutarı
  • Başvuru sahiplerinin adı soyadı ve irtibat numarası
  • Ekspertiz yapılacak yerin açık adresi, eksperin irtibat kuracağı kişiye ait iletişim bilgileri


Hasar İhbarı Yaparken Dikkat Edilecekler

Sigortalı, sigorta poliçesi kapsamındaki rizikolardan birinin gerçekleşmesi durumunda, hasarı öğrenmesinden itibaren en geç beş gün içinde sigorta şirketine bildirimde bulunmalıdır. Ayrıca sigortalının hasarı öğrendikten itibaren hasarı azaltıcı tüm tedbirleri alması gerekir.


Hasarın sigorta şirketi tarafından karşılanması için sigorta poliçesinin kapsamı en önemli unsurdur. Sigorta poliçe kapsamında yer almayan hasarlar karşılanmaz. Örneğin kasko sigortası poliçesinde, hangi limitlere kadar hangi şartlarda oluşan hasarların karşılanacağı belirtilmiştir. Aracın rutin bakımlarının yapılmaması nedeniyle oluşan paslanma ya da çürümeden kaynaklanan hasarlar kasko teminatının dışında kalır. Dolayısıyla bu durumda sigorta şirketi oluşan hasar için ödeme yapmaz.

Havacılık sigortası; balon, uçak ve helikopter gibi hava taşıtlarını, bu araçların üretiminde, yedek parça tedariğinde ve bakımında çalışan firmaları, hangarlama gibi sektörün bütün alanlarını kapsar.


Havacılık Sigortaları Nedir?

Havacılık alanında faaliyet gösteren kuruluşlar, uçuş esnasında personel hatasından kaynaklanan problemler ya da beklenmedik kazaların sonucunda ortaya çıkan durumların sorumluluğunu üstlenmelidir. Havacılık sigortaları, bu durumlarda ortaya çıkan hasarın firmanıza ekonomik yük olmadan karşılanmasını sağlar. Havacılık sigortaları; gövde, sorumluluk ve ferdi kaza sigortası olmak üzere 3 ana başlıkta incelenebilir.


Gövde Sigortaları

Gövde sigortaları, havacılık alanında en sık tercih edilen sigorta çeşitlerinden biridir. Hava taşıtları tekne sigortaları olarak da anılan bu poliçe; uçak, helikopter, balon gibi araçların, uçuş esnasında, iniş, kalkış ya da yer değiştirme için pist üzerinde hareket ederken (taksi hali) ya da durduğu sırada meydana gelebilecek durumlardan kaynaklanan hasarları kapsar. Hava taşıtının sahibi, işletmeni iseniz ya da kullanım hakkınız varsa bu sigortayı yaptırabilirsiniz. 


Hava Araçları Sorumluluk Sigortaları

Hava taşıtından kaynaklanan ve üçüncü kişilerin maddi hasara uğramasına sebep olan durumlarda oluşan zararı kapsar. Sigorta kapsamında yolcular, taşınan yük ve postalar, havaalanı işletmecisinin uğradığı hasar tazmin edilir.


  • Yolcu sorumluluk sigortaları: Uçuş esnasında oluşabilecek kaza durumlarında, ölüm ya da yaralanma halinde, zararı yasal sorumluluklarınız doğrultusunda karşılar.
  • Yük ve posta sorumluluk sigortaları: Uçakla nakledilen bütün yük ve postalarda, uçuş sırasında oluşabilecek maddi hasarı karşılar.
  • Havaalanı işleticisi sorumluluk sigortası: Havaalanlarında oluşabilecek hasarlı her durumu, devlet, yerel ya da özel fark etmeksizin, havaalanı işleticisi üstlenmelidir. Bu poliçe, sorumluluklarınızdan doğan hasarı işletmeniz yerine karşılayarak, zarar etmenizi engeller.


Ferdi Kaza Sigortaları

Ölüm ya da kalıcı yaralanma ile sonuçlanan kazalarda, kendilerine ya da yasal varislerine ödenen tazminat bedelini karşılar. Büyük hasarlı kazalar sırasında dahi, uğradığınız maddi zararı karşılayarak, firmanızın sıkıntıya düşmesini engeller.


  • Yolcu ve uçuş personeli koltuk ferdi kaza sigortası: Uçağın hareket anından, tamamen tahliye edildiği ana kadar (bütün yolculuk boyunca) yolcu ya da personelin fiziksel hasara uğradığı ya da hayatını kaybettiği durumlarda, hastane masrafları gibi ihtiyaçları karşılar.
  • Lisans kaybı sigortası: Sigortanın başladığı tarihte, geçerlilik belgesi ve lisansı olan bir pilotun, fiziksel yaralanma ve hastalık gibi sebeplerden kaynaklanan lisans kaybı sonucunda oluşan zararı karşılar.


Havacılık sektöründe, oluşabilecek her türlü aksiliğin firmanıza zarar vermesini engellemek için  Canderin Sigorta ile iletişime geçebilirsiniz. Online kanal üzerinden ihtiyaçlarınıza en uygun sigorta planını öğrenerek teklif alabilirsiniz.

Ülkemizde uygulanan en eski sigorta branşlarından biri olan hayat sigortası; isminden de anlaşılacağı üzere beklenmedik durumlar ile karşılaşıldığında sigorta edilen kişiye veya mirasçılarına maddi destek sağlamak üzere düzenlenen poliçe türleri kapsamında yer alır.


Hayat Sigortası Ne Demektir?

Daha çok bankalardan kullanılan krediler nedeni ile bilinirliği artan hayat sigortası poliçeleri, geniş teminat kapsamına sahip olmalarına rağmen bireysel emeklilik veya sağlık sigortası kapsamında değerlendirilmez. Bir tür birikim sigortası olarak da tanımlanan hayat poliçeleri; vefat, geçici iş kaybı, sakatlık, kaza ve hastalıklar nedeni ile oluşabilecek maddi kayıpları telafi etmeye yaradıkları gibi eğer poliçede belirtildiyse sözleşme süresinin dolması ile toplu ödeme de alınabilen finansal enstrümanlar arasında yer alır.


Hayat Sigortası Nedir?

Hayat sigortası poliçeleri sigorta şirketleri tarafından belirli bir prim karşılığında düzenlenir. Her poliçenin sözleşme ile belirlenen yasal bir süresi vardır. Bu süre içerisinde gerçekleşme olasılığı bulunan bir dizi riski teminat kapsamına alır. Ülkemizde düzenlenen hayat sigortaları farklı özelliklere sahip olmakla birlikte, poliçelerin kapsayabileceği teminatlar;


  • Kaza, hastalık veya doğal yollardan vefat durumunda toplu ödeme,
  • Kaza, hastalık, sakatlık vb. durumlarda iş kaybı nedeni ile oluşacak maddi zararları telafi etme,
  • Kaza ve hastalıklar esnasında tıbbi giderlerin bir kısmının karşılanması,
  • İstem dışı işsizlik durumunda kredi, kredi kartı vb. borçların ödenmesi,
  • Kritik hastalıklara karşı maddi güvence ve tedavilerin karşılanması,
  • Kaza, hastalık ve istem dışı işsizlik gibi durumlarda gündelik tazminat ödenmesi
  • Poliçede belirtilen süre sonunda olası risklerin gerçekleşmemesi üzerine birikimlerin toplu olarak ödenmesidir.


Kimler Hayat Sigortası Yaptırabilir?


Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes hayat sigortası yaptırabilir. Birikimli hayat sigortası, ferdi kaza sigortası, kritik hastalıklar sigortası ve istem dışı işsizlik sigortası gibi farklı alt branşları olan hayat sigortaları, teminatların kapsamına göre ön koşullar içerebilir. Yaş sınırı ve sağlık durumu bunlar arasında en yaygın olan koşullardır.


Hayat Sigortası Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Hayat sigortası poliçeleri hakkında bilmeniz gereken diğer hususlar ise aşağıdaki gibidir;


  • Arzu ettiğiniz herkese hayat sigortası yaptırabilirsiniz. Lehdarın sigortalattığı kişi ile maddi ve manevi çıkarının olması aranan şartlar arasında yer alır.
  • İstediğiniz sayıda hayat sigortası poliçesine sahip olabilirsiniz. Bazı özel durumlarda birden fazla sigortaya sahip olmak tedavi masraflarının karşılanması ile ilgili teminatları kapsam dışı bırakabilir.
  • Hayat sigortaları, kapsamlarına bağlı olarak riskin gerçekleşmesi sonucunda sona erer. Tek istisnası birikimli sigortalar olup, başlangıçta belirlenen sürenin sonunda risk gerçekleşmese bile lehdara toplu ödeme yapılarak poliçe sona erdirilir.
  • Hayat sigortaları deprem, yanardağ patlaması, terör hareketleri, savaş ve intihar gibi durumları kapsamaz.

Hükmi tam ziya terimi, sigorta şirketi ve sigortalı arasında meydana gelen ve gelebilecek bazı durumları ifade etmek için kullanılır. Hükmi tam ziya kavramının ne olduğu ve ne işe yaradığı gibi sorulara, aşağıda yer alan yazımızda yanıt bulabilirsiniz.


Hükmi Tam Ziya Nedir?

Sigorta şirketi sigortalıya herhangi bir zararın gerçekleşmesi halinde bir teminat sunar. Bu teminat ile sigorta dahilinde olan şeyin kısmen veya tamamen hasar alması sonucu, sigortalıya belli şartlar altında garanti sunulur. Bu garanti, sigortalının genel prensipleri ve sigorta poliçesinin şartları dahilinde tazmin edilir. Sigortalı ve sigorta şirketi arasında sağlanan sigorta teminatının içerdiği tehlikelerden biri gerçekleşirse farklı işlemler uygulanması gerekir. Sigorta şirketi ve sigortalı arasında zarar gören sigorta konusu şeyin hasarını önlemek veya tamirini gerçekleştirmek için bir tahmini masraf belirlenir. Bu tahmini masrafın ekonomik maliyet sınırını aşması durumunda hükmi tam ziya söz konusu olur. Hükmi tam ziyaya sebep olan durumlar genellikle nakliyat sigortalarında gerçekleşir. Ancak bir sigorta terimi olan hükmi ziya, farklı durumlar için de geçerli olabilir.


Hükmi Tam Ziya Ne Demektir?

Hükmi tam ziya; sigortalı, sigorta şirketi ve olası durumlar sonucu oluşan bir sigorta terimidir. Genellikle nakliyat sigortalarında ortaya çıkan bu terim, nakliye aracı veya yükün uğradığı kaza sonucu harcanacak masraflar ile ilgilidir. Nakliye aracı ve aracın taşıdığı yük herhangi bir kaza ile karşılaştığında kurtarma işlemi için yapılacak masrafların toplamı ve kurtarılacak değerin değerini aşma durumunda sigorta işlemlerinde hükmi tam ziya söz konusu olur. Hükmi tam ziya söz konusu olduğunda sigorta konusu olan şeyin tamamen ortadan kalkmadığı, ancak belirli bir hasara uğradığı bilinir. Bu gibi durumlarda sigorta konusu olan mal ve araçlar tamamen hasara uğrayıp yok olursa hakiki, yani gerçek tam ziya meydana gelir. Hakiki (gerçek) tam ziya durumunda sigortalı ve sigorta şirketi arasında imzalanan sigortanın fiziki varlığı ortadan kalkar. Sigortanın fiziki varlığı ortadan kalktığı için bu durumda tazminat söz konusu olabilir. Gerçek tam ziya halinin kaçınılmaz olduğu yani düzeltme imkanının bulunmadığı durumlarda sigortalı ve sigorta şirketi arasında hükmi tam ziya devam eder. Dolayısıyla, meydana gelen zarar ile kurtarma, tamir, yerine ulaştırma gibi gerekli masraflar hükmi tam ziya kapsamında yer alır. Öte yandan, kurtarma ve tamir etme değerlerinin aşılması gibi durumlar da hükmi tam ziya kapsamında ele alınan unsurlar arasındadır.

Deniz hukukunda ve sigortası uygulamalarında sıkça kullanılan "avarya" terimi, gemide ya da yükte meydana gelen hasar ile ilişkilendirilir. Sigortacılık açısından farklı tarafların çıkarları her zaman örtüşmediğinden, deniz taşımacılığında riskin gerçekleşmesi sonucunda meydana gelen zararlar taraflar arasında paylaşılır. Taraflar, kendilerini belirli tehlikelerden korumak için, seyahat politikası olarak da bilinen bir deniz kargo poliçesi satın alır. Kargo kayıplarının nasıl karşılanacağı, poliçenin "avarya" kapsamını nasıl ele aldığına bağlıdır ve daha geniş kapsam, daha yüksek prim anlamına gelir. Bazı durumlarda, sigorta şirketleri kısmi olarak zararlardan sorumludur. Zararın nasıl karşılanacağına ilişkin hususi ve müşterek olmak üzere iki tip avarya söz konusudur. Müşterek avarya ve kurtarma bedelleri dışında, sigortalı olan şeyin güvenliği veya korunması için sigortalı tarafından veya sigortalı adına yapılan harcamalara hususi avarya adı verilir.


Hususi Avarya Nedir?

Avarya, deniz kazalarında geminin ve kargonun hasar görmesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Deniz olayının nasıl meydana geldiğine bağlı olarak, avarya hususi ya da müşterek olmak üzere sigorta açısından farklı koşullar doğurur. Hususi avarya, bir gemi veya kargosundaki, yalnızca gemi sahibini veya bir kargo sahibini etkileyen, sigorta edilen şeyin kısmi kaybı veya hasarıdır. Müşterek avarya ise York Antwerp kuralları ile belirlenen koşulların oluşması durumunda meydana gelen deniz olayından gemiyi ve kargosunu koruma masrafının genellikle armatör, kargo sahibi ve diğer ilgili taraflar arasında orantılı olarak paylaşılmasıdır.


Müşterek avarya beyan edildiğinde, kargodaki kayıp veya hasardan yalnızca gemi sahipleri değil, aynı zamanda her kargo sahibi, kısmen başkalarının kargosundan ve geminin kendisinden sorumludur.Müşterek avaryanın klasik bir örneği, karaya oturmuş bir gemiyi hafifletmek için yükün veya geminin malzeme, ekipman veya depolarının denize atılmasıdır. Diğer örnekler arasında karaya oturma, yangın ve çarpışma gibi kargoya zarar verebilecek diğer riskler bulunur. Müşterek avaryada tüm katılımcılar, meydana gelen kayıpların telafi edilmesine belirlenen oranlarda katkıda bulunur. Müşterek avarya hesaplamaları normalde o kadar karmaşıktır ki, kayıp miktarını belirlemek için genellikle alanında uzman bir dispeççi tutulur. Deniz hukuku ve sigortasında eksper pozisyonunda olan dispeççi, riskin gerçekleşmesi sonucunda oluşan hasarı taraflar arasında bölüştürür.


Hususi Avarya ve Müşterek Avarya Arasındaki Fark Nedir?

Müşterek avaryanın gerçekleşebilmesi için belirli şartlar gerekir. Aşağıdaki koşulların sağlanamaması durumunda meydana gelen tüm hasarlar hususi avarya olarak değerlendirilir. Sigorta kapsamı dışında kalan ilgili taraf tarafından ödenir.


  • Tüm yolculuğun tehlikede olması
  • Tehlikenin gerçek ve yakın olması
  • Eylemin kasıtlı ve gönüllü olması
  • Hareketin makul ve ihtiyatlı olması
  • Fedakarlığın veya harcamanın doğası gereği olağanüstü olması
×

Teklif!

En uygun sigorta poliçesi teklifini almak ister misin?